Gel der, amaçsızca dolaşalım,
Sokak lambaları altında,
gecenin ayak izinde,
dansa kaldırıp Kız Kulesini,
Çayı kahveden
Siyahı beyazdan
Uzağı yakından
Ali’yi Ayşe’den
Hasreti aşktan ayıran kim varsa
Anlatalım bir bir,
Birliğin rengini gösteren gökkuşağının
Her zaman gökte olduğu hissini,
Her bir dalga ayrı bir dünya aşıyor
Okyanusun hizmeti tam,dönüşüne dünyanın
Kanatlı özgürlükler aşıyor mavileri
Şaşkın bir çift pencere seyrediyor hepsini
Olağan seyrini olağamayan dünyasında
Aklın bir gramı bile bir soruda boğuluyor yerde
Gökteki sesleri ayırt edebilse
Kaldıracak belki akıl perdesini güneşin gelişine
Duyulmuyor bazen çoğu şey
İnsanlığın kör hevesleriyle doldurdukları yarısı boş seslerinden.
Gel der, dolaşalım
Can atarım sahiii
Çok severim, görmesem gözlerdeki
bi parçasını kaybetmiş bakışları
Çünkü fırtına hep hazırdır
Bir kediye sığınır acıları
Nötrleşmek için değil
Aldığı oksijenin anlamını
Sevgiyi her insanda değil
her canlıda bulabileceği artık şaşırmayacağı günlerin,
Yazılı olduğunu defterde
Bir daha unutmamak icin
Gel der,dolaşalım
Kapılacağın tek akım mavi ve yeşil
Bir de birliğin rengidir artık
Dolaşmaktan usanmayan
Gitmese de orda olan bi canlı yarattım
İçimde,
Birliğin renginde oyunun kurallarıyla
Kart gösterilmeden göçmemeyi diledim Tanrı’dan,
Olur ya belki cenneti göremem
anneme bakiyim sonra maviliğe
Hazır birikmiş nefes varken
Direnmenin ahlakını
Sesimle yazıyım düzene…