Bu ilk yazımda sizlere çok sevdiğim bir klasiği yorumlamak istedim.Azimli cesur ve güçlü bir kara balığın kendi yolunda gittiği macerasını.İyi okumalar!
Bir dönem İran ve Türkiye’de yasaklı kitaplar listesinden;
Can Çocuk Yayınlarından okuduğum 52 sayfalık Küçük Kara Balık’ın Hikayesidir.
Samet Behrengi yaşadığı dönemin psikolojisini çocuk kitabında da basitçe anlatıyor.
29 yaşında kendiliğinden öldüğü mü yoksa öldürüldüğü mü ise hala bir muamma.
Her şey masalcı yaşlı balığın 12.000 yavru balığa, Küçük Kara Balık’ın Hikayesini uyku öncesi anlatması ile başlıyor.
Hikaye tam anlamıyla bir insanın özgürce hareket edebilmesini ve kendi yolunu çizme mücadelesini anlatıyor.
Öncelikle Küçük Kara Balık’ın karakter analizini yapalım;
Çevresinde gelişen olayları yorumlama kapasitesine sahip,
Kendi düşüncelerini sonuna kadar savunan ,realist,
Her şeyi öğrenmeye meraklı,
Başına gelecek tehlikelere karşı bilinçli
Hangi kötü olayla karşılaşırsa karşılaşsın son anına kadar mücadelesini elden bırakmayan ,
Öğrendiğini başkalarına öğretmeyi isteyecek kadar kendine güveni yüksek ve bilgili,
Adalet duygusu yüksek ve yeri geldiğinde de karşısındakinin hatalarını direkt söyleyebilecek kadar dürüst ve aynı zamanda gaddar ,
Hayatı dolu dolu yaşayıp ‘’Keşke’’ demek istemeyen bir karakter Küçük Kara Balık.
Bu kitap günlük hayatta 3 farklı karakteri gözümüzde canlandırmamıza imkan veriyor.
İlki kendi fikirlerini savunan gideceği yolda engel tanımayan cesur ve baskın insanlar.
Tıpkı Kara Balık’ın annesine sarf ettiği şu sözlerdeki gibi
‘’Bilmek istiyorum bu derenin sonu nerededir ?’’…’’Bak anne, ben aylardır derenin nerede sonlandığını düşünüyorum ama bir türlü anlayabilmiş değilim. Dün geceden beri de gözüme uyku girmedi, hep düşündüm durdum. Sonunda karar verdim; kendim gidip derenin sonunu bulacağım başka yerlerde neler var bilmek istiyorum ‘’
İkincisi, kendi fikirleri olan değişime açık ancak biraz desteklenmesi gereken engellere karşı düşünceli insanlar
Küçük Kara Balık ırmağın sonu için mücadele ederken tanıştığı küçük balıklar buna bir örnek teşkil eder. Ana karakterimizin desteği ile ırmağın sonunda ne olduğunu merak eden engellerini korksa da aşmaya çalışan küçük balıklar ,başlarına bir tehlike geldiğinde ve büyük pelikanın ağzına düştüklerinde de direkt Kara Balık’ı suçlamaları tabi ki bir olur.
Bu tip karakter biraz daha kendine güvenebilir, olgunlaşabilir ve telaşını ,öfkesini bastırabilir ise gittiği yolda daha başarılı olacaktır diye düşünüyorum. Tabi değişim çok zor bir süreçtir orası ayrı bir konu
Sonuncusu ve en kötüsü ise kendi fikri olmayan bir yolu olabileceğini bile fark edemeyen ve sürü psikolojisi ile hareket eden dünyanın yalnızca bulunduğu konum olduğunu düşünen ve sıradanlığın pençesinde çürüyen pasif ve cahil insanlardır.
Geri kalan komşu balıkların anne ve çocuk kurbağların bir sürü psikolojisini ,
fanusun içinde sürdürdükleri yaşamın , hayatın tamamı olduğunu düşünen ,kalıplaşmış düşüncelere sahip , tradisyonel insanları sembolize ettiği belli oluyor.
Hikayenin en başında Kara Balık’ın salyangozla arkadaşlığını ve onun düşüncelerini hoş karşılamayan annesi ve komşularının ,salyangozu öldürme hikayelerine tekrar değinmeleri günümüzde yeniliği ve değişimi seven insanlara karşı yapılan sembolik suikastleri yansıtıyor. Çünkü yeni olan hep eleştirilir , karşı çıkılır yakılır ve yıkılır , bu yenilik kimisinin mücadelesi kimisinin karşı çıktığı bir olaydır.
Hikayenin sonunu Samet Behrengi’nin açık uçlu bitirmesi bize biraz olayları düşünme payı bırakıyor.
Gerçekten de Küçük Kara Balık’a ne oldu ? Bunu kimse bilemez ,ama tek bilinen,
sonunda ölse de ,yeni bir yaşamı keşfetse de kendi yolunu seçtiği için keşke demeden cesurca yaşayacağı ve keşke demeden cesurca öleceğidir.
Hikayenin sonunda ise masal anlatıcısı yaşlı balık ve minik 11.999 balığın uykuya dalmasından sonra geri kalan yalnızca 1 balığın Küçük Kara Balık’ın yolundan gideceğini bize işaret eden yazar aslında cesaretin ve merakın herkeste bulunmadığını da vurguluyor.
Son olarak kitabı özetlemek gerekirse; Acısıyla tatlısıyla en güzel yol kendi düşündüğün, seçtiğin , sonu ne olursa olsun cesur ve güçlü adımlarla izinden gittiğin yoldur, insanı güçlü yapan budur.
İçinizdeki mücadelenin hiç kaybolmaması 12.000 balığın arasından yalnızca biri olmanız dileğiyle…