in ,

Bruges’da Bir Gün

Henüz Doc. Brown ve onun DoLorean’ıyla karşılaşmadığımıza göre yalnızca tarih kitapları ve dönemi yansıtan resimlerden gördüğümüz kadarıyla bizi büyüleyen orta çağ dokusunu iliklerinize kadar yaşatan, günümüzde kuğuların egemenliği altında bir Belçika şehri Brüj (Bruges,Brugge).

Flemish bölgesinin belki de en ihtişamlı binalarına sahip bu şehirde bir fayton kiralayarak gezinti yaparken, yüzlerce çikolata ve waffle mağazalarından şehre yayılan sütlü kakao kokusunun etkisine girmemek mümkün değil. Old town ile otobüslerin vardığı tren garı arasında yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş mesafesi var. O ilk 10 dakikanızda şehre karşı bir burukluk yaşama ihtimaliniz olsa da şehir her adımınızda sizi kendisine çekiyor. Grote Markt’ta (Büyük Meydan) bulunan Belfry Kulesi’ne giden yol uzun ancak şehrin doğal ve tarihi dokusu karşısında zaman adeta sizin için yavaş akmaya başlıyor.

Sizi ilk olarak Aşk gölü karşılıyor. Büyük Meydana gitmeniz için de Aşk köprüsünden geçmeniz gerekiyor. Gölü çevreleyen park etrafında yürüyüş yapmaksa çok keyifli.

Parkı geçip yavaş yavaş restaurantların olduğu sokaklara girerken sizi bu gölün asıl sahipleri olan Kuğular bütün zarafetleriyle karşılıyor. Her ne kadar insanlara karşı sinirli bir yapıları olsa da, turistlerin sık sık uğramasından iyice evcilleşmişler. Hatta usulca yaklaşırsanız kendilerini sevmenize bile izin veriyorlar.

Çikolata ve bira kokulu orta çağ sokaklarından şehir meydanına doğru ilerlerken önce kanalın hemen kıyısına inşa edilmiş inşaası 10.yüzyıla dayanan Aziz Salvator Katedrali’ni, ardından ise Belvry Kulesi’nin eteğindeki Grote Markt’a varıyorsunuz.1280 yılında taş bir bina üzerine ahşaptan bir kule olarak inşa edilen bu yapı 1800’lü yılların başına  kadar birçok defa yangın tehlikesi geçirmiş. Kule son halini 1822 yılında almış. Buraya belirli bir ücret karşılığı çıkıp Brüj’ü seyredebilirsiniz. Özellikle güneş battıktan sonra  bambaşka bir havaya büründürüyor çan kulesi bu şehri.  Hemen önünde ise Büyük Meydan serili. Burası Bira ve Tarih müzelerinin yanı sıra mesleki loncalarla çevrili bir meydan. Tarih müzesinde Brüj’ün tarihini izleyebilir, müzeden çıkar çıkmaz ise bunu tecrübe etmeye devam edebilirsiniz. Belçika bilindiği üzere çikolatanın yanı sıra biralarıyla da oldukça ünlü. 360’tan fazla bira çeşidiyle Belçika adeta bir bira cenneti ve Brüj ise bu cennetin en güzel köşesi. Neredeyse tüm Belçika biralarının sergilendiği Bira müzesiyse oldukça şaşırtıcı.

Eğer vaktiniz varsa sokaklarda yürüyerek kaybolmalı ve meydana biraz uzak olan çikolata müzesiyle  kanalın kıyısına kurulmuş olan yel değirmenleri kesinlikle görülmeli.

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

- kaan.goksen

İstanbul - UnivLille- MarmaraUni

Bir cevap yazın

İstasyon

içteki