Bazı şeyler değişen renkler ile doludur, benim de öyle oldu. 16 yaşımda kız arkadaşım aldattığında, kardeşimden öte biri beni dolandırdığında kendime bir tabu koymuştum; kimseye güvenmek yok, yalnız yaşayacağız ve yalnız öleceğiz. Bu tabu ile uzun süre yaşadım ve bu tabu olayı benim düşüncelerimde yer etti ve aynı beden içinde uğraştığım sorunlardan biri haline geldi. Öyle bir zaman oldu, çok sevdiğim insanlardan uzaklaştım onun sayesinde. sorun sadece o değildi daha Toy’uz ya çevremizi doğru düzgün kuramamışız ve onun haklı çıktığı ortam oluşmuş. Diyor’ başarıyla geleceksin bu yere ve arkanda başarılarla dolu bir geçmişin var arkama baktığımda gördüğüm, koca bir enkaz.
Çaresizim çünkü doğmayacak bir daha güneşim, bir daha gülmeyecek yüzüm , biliyor musun ? artık istediği olmuş etrafımda kalan 3-5 dostum gerisi hep ondan, onu sevmişler. onun yazılarını okumuşlar ve onu ben sanmışlar, ondan kurtulmak isterken. Sevme beni, girme hayatıma çünkü elimde yenilgilerim var, yıkılmış kalelerim, gözlerim yaşlı kimi sevdiysem gömmüşüm toprağa, istemem olmasın sana bir şey. Belki bu yüzdendir senden kaçmam, kendimi idare edemezken seni nasıl mutlu ederim ki istemem ki seni üzmek.
Belki vardır son bi çarem, seçersem şehrin yağmurları kavuşur mu bahara, bence boşa ümit düşlüyorum düşlerimde, ne dersin kaçmayı mı, yoksa yüzleşmeyi mi tercih etmeliyim kendimle ? Anlat! Hangisini seçmeliyim? Her ikisinde de şehrim cehennemden farksız oysa ben bir cennet düşlüyorum demiştim sana, unutmuşum beni görmediğini.