in ,

Solumdaki zindan

Hadi geçmişi yad edelim. Alalım karşımıza çocukluğumuzu. Neden severdik dantelli beyaz çorapları? Ya da kızkaçıran patlatmayı? Erkeksin top oynarsın koştur bakalım hadi ekmek almaya. Bak kızsın süslenirsin. İki yandan toplarsın saçını. Ne şirin. Elinde oyuncak bebeğin belinde tütü eteğin.

Şimdi okuldan geldin mavi önlüğün top oynamaktan kirlenmiş. Ayakabın tozlanmış. İşte dantel yakanı her hafta yıkar ütülermiş annen. Önlüğünü çıkarmadan dalmışsın oyuna.

Akşam olmuş en sevdiğin çizgifilm başlamış. Gözlerinden uyku akarmış da yine de direnirmişsin. En sevdiğin çizgifilm ya. İzleyeceksin o gün onu bitene kadar. Beş dakikaya kalmaz kapanmış gözlerin. Baban kucağına alıp yatağına taşımış seni.

Rüyaların da anlamlı değilmiş hem. Dalmışsın gitmişsin. Sabah annene analatacak bir çocuksu rüya daha. Biliyor musun rüyamda pembe at gördüm konuştuk öyle. Anne biliyor musun rüyamda sevimli bir sincap gördüm.

  1. Küçükken diyorum. Karşıma aldığım çocukluğum diyorum. Saçma ve anlamsız olan ama sabah anneme anlatmak için sabırsızlandığım rüyalarım. Yad ettiğim geçmişim içimdeki kor ateşte kül olup gitmeden. Her gün elime albüm alıp çocukluğumu sevmeden. Eskimiş fotoğrafları okşamadan. Nasıl yaşarız böyle? Masumiyetimizi unutarak mı? Yanılıyorsun. Masumiyetin o kor ateşe mahkum. Solundaki zindanda. Kurtar çocukluğunu.

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

4 Yorumlar

Yorum yaz

Bir cevap yazın

Mavera

Siyahlar, Beyazlar ve Çok Geç Olanlar