in

Öylesine

Şunu anladım ki umutla ilgili yazılar yazmayacağım uzun süre.

Boş beleş hayallere kapılmanın sırası değil. Bunu burada belirterek aslında ne kadar doğru bir hareket yapıyorum bilmiyorum ama ne sizin, ne onların ne de benden 100 milyon ışık yılı ötedeki şeyi dahi merak edip umursayacak modda değilim.

İnsanlığa,adalete, mutluluğa dair tüm umutlarımı yıllardır maruz kaldığım , ailemin etik, örf, adet, din bozması kuralları yüzünden yitirdim.

Ben bu zamana kadar nasıl da hayallere kapılıp kendimi onların kölesi yapmışım öyle?? Bu huyumu yitirmeye başlayalı 1 yıl oldu ve ben son demlerindeyim o derin düşüncelerin ve içsel ve boktan devrimlerin. Çünkü çürümüş kuru bir yaprak parçası gibi hissettiğim şu anımda anladım ki aile denilen o kurumdan başka insanı koruyan YA DA 3 dakikalık zevkin acılası kurbanı olduğunu anladığın o yıkılış sürecini  yaşatan başka da insan yok şu dünyada…

Doğarken götüne yediğin şaplak da hayatın sana son tokadı değil. Her şey, harabe halindeki ve benimle bir ilişkisi olmayan bir kilise içindeymiş gibi hissettiriyor. Çoğu zaman da hiçbir şey hissetmiyorum. Ne saçma değil mi? Sanki kafa siken flüt egzersizleri gibi.

Ben bu yılların insanı değilim. Kendimi hiçbir yere ait  görmemem ve bulunduğum her ortamda bir dışkı gibi hissetmem de,,,

ne bileyim, farklı yollara itiyor.

Acı doluyum, nedeni pek çok ama beni öldürse öldürse etik öldürür.

Beni sanata ve özgürlüğe olan düşkünlüğümü saçmalık olarak görenler, ya soruyorum size, şu hayatta ne için yaşıyorsunuz, amaçsız ya da maddi ve dünyevi şeylere takılmak-sürüklenmek…, nasıl güzel olabiliyor?

Dans ederken resmen evren değiştiriyorum mesela. İki satır bir şeyler karalayınca benden adeta bir şey üremiş oluyor. Bir tablo ya da heykel gördüğümde yakaladığım detaydaki estetik o günümü renklendiriyor; grinin yanına başka bir renk  ekleniyor anlayacağın.

Kafamdaki ütopyaların kölesiyim, zihnimden dışarı çıkıp hayatın indirgenmiş akışına katılamıyorum. Bu aralar böyle bir amaçta da değilim zaten.

Sadece sevgi ve barış istediğim dünya bana kaos sunuyor,  düşüncelerim bu yüzden beni karartıyor. Yanlışlarımı kabul etsem nolur bundan sonra etmesem… bak, üç noktalar artıyor.

Diyeceğim o ki öyle yuvarlanıp gidiyorum yokuş aşağı ve bu kadar umursamazlık benim kafamda büyük yarıklar açacak.

Açsın,

Açsın vesselam….

Ama tanrı çok sert vuruyor.

“”Hey tanrım orada mısın?””

Ne düşünüyorsun ?

3 puan
Artı oy Eksi oy

Bir cevap yazın

Hep Sonra