in

Göster Bana Tanrım

Herkesin aptal sandığı bir insanım gibi bir cümle bile kuramayacak durumdayım. Aptalım, boşum. Ama her şeye rağmen dünya etrafımda dönmüyor. Ben her ne kadar insanları kırsam da istemeden, canlarını sıksam da benden başka bir hayatları daha var. Hayatları boyunca benim açtığım yaraları kanamaz. Eninde sonunda kabuk bağlar unutulur gider. Ben gülerim, sık sık yapmasam da ağlarım ama çoğu zaman pek zararım dokunmaz çevreme. Ben de böyleyim.

 Bazen düşünüyorum illa bir şey olsaydım üstünde anlamsız bir şiir yazılmış kağıttan uçak olurdum. Ordan oraya savrulur, dilimin bile anlaşılamayacağı bir yerde ya bulunur ya da bir çamura batar kalırdım. Hep böyle olacağım. İşte ben hep böyle olacağım. Ne yazık, ne acı insanın otuzundan önce dünyanın kendi etrafında dönmediğini anlaması. Oysa on yıl daha mutlu olabilirdim. Eninde sonunda çok ünlü, harika işler yapmış, dünyaca tanınmış bir insan olabileceğimin hayalini kurabilirdim ama kahve falları bile bunun asla olmayacağını yüzüme çarpıyor.

Önümde kat edilecek ne kadar yol var bilmiyorum. Asla hatırlanmayacak bir hayatı 70 yıl nasıl yaşar insan? Bazen bunu aklım almıyor. Yediğim her yemekten, giydiğim her kıyafetten, aldığım her kitap ve kalemden utanıyorum. Hatırlıyorum annem bana güzel bir şapka almıştı. Eve getirince ondan özür dilemiştim aldığım için. Benim gibi bir sahibi olduğu için bir şapkadan özür dilemiştim. Çok daha iyi biri kafasında taşıyabilirdi onu. Annesi onu makinede yumuşatıcı ile yıkarken burada kalitesiz deterjanla kaskatı  olmak zorunda değildi.

 Bunu insanlara anlatamam. Bunu insanlara söyleyemem. Öğretmenim bana bir keresinde beni ilk gördüğünde çok havalı durduğumu söylemişti. O zaman fark etmiştim ilk kez duvarlarımı. Oysaki nefret ederim benim “yıkılmaz duvarlarım var” diyen tiplerden. Bunca sene çevreme duvarlar örmüşüm ama camdanmış hepsi. İnsanlar her şeyimi görürler. Sevinçlerim, korkularım hatta bazen hüzünlerim bile çırılçıplak gözlerinin önündedir. Ama kimse dokunamaz onlara. Öyle kalınmış ki duvarlarım hiçkimse o camdan kulede ağlayan canavarın sırtına dokunup “Ağlama” diyemezmiş. Öyle ki artık ben bile ulaşamam ona. O, iki göğsüm arasında bir boşluk olmuş, ne zaman boğazım düğümlense tıklatır camları.

 ‎Şaşırt beni Tanrım! Göster bana bu kadar olmadığımı. Bundan daha mı büyüğüm göster bana. Aptallığımı, yeteneksizliğimi değil bir kez olsun yaptığım iyi bir şeyi vur yüzüme. Bu kadar olmak istemiyorum. Kaybolmak istemiyorum. Ölümden değil korkum. Tam tersine hayattan korkuyorum. Başında olmadığım, sonunu da göremeyeceğim bu dünyada unutulmaktan korkuyorum. Bir çıkış yolu göster yalvarırım. Ya kır duvarlarımı bu kızı kaldır çöktüğü yerden ya da bitir bu manasız yolculuğu. Ya yeni yol ayrımını ya da son durağı…

 ‎Göster birini.

Ne düşünüyorsun ?

5 puan
Artı oy Eksi oy

Bir cevap yazın

Deneme -Eleştiri

Bauhaus