Yaşanmak

İnsan neden hep olmazı ister ya da olmaması gerekeni ?Büyük bir heyecanla istemek beklemek ve sonra hüsrana uğramanın kaçınılmaz olduğu bir durumu bile bile neden bekler. Bekler çünkü bazen bilmek yetmez yaşamak ister insan ne olursa olsun. Mesela o yokken gelsin diye belki de onun sözünü dinlersin. Kahveyi bitiremediğini bilir hep söyler sana yarım yapar,sırf kızdırmak için sen tam istersin ya ama o yokken hep yarım içersin, çöpleri daha erken çıkarırsın, sana pamuk şekeri istediğinde çocuk gibisin dediği gelir aklına sonrada bir çocuğun elinde gördüğün kurabiyeyi canın çektiği için tutturduğunda elinden alsaydın diyerek sana o çocukluğu aslında çok görmediğini hatırlarsın, bir kutuyu bile açmak için çağırdığı ve kolay işi neden beraber yaptığınızı sorgular ve sonra biz niye bunu beraber yapıyoruz her şeyi ben mi yapacağım diye gülerek kaçtığını hatırlasın sonra yine saçma bir iş için seni çağırmasını istersin, senin söylediğin sözleri büyük bir ustalıkla sana söylemesi ve bunun üzerine senin çıldırman düşer birde, raftan alırsın en son onun sıktığı kolonyayı ondan ve senden başkası kullanmasın diye,sevmediği işleri o sevmediği için inatlaşarak yaptığın şeyleri artık severek yaparsın hissetsin diye ya da ne bileyim sen açamazsın onun sevdiği şarkıları kendini üzmemek için biri gelir açar olmadık zamanda sen o şarkılarda ararsın onun gelişini, çok konuşunca sus artık ya diyor diye artık daha az konuşursun, onun sevdiği deodarantı bitmesin diye kullanmayı bırakırsın, gelmeyeceğini bile bile yinede yaparsın her şeyi en ince ayrıntısına kadar en azından güzel anıları yaşatırsın kendinle o varmışçasına…Aslında şunu anlattığını sanırsın sen gel inatlaşmayacağım bak,nasıl da susuyorum nasıl da bir kere de yapıyorum her şeyi dersin ama onunla inatlaşmanın bile ne kadar güzel olduğunu hatırlayıp vazgeçersin bu sözünden onun sana şunu söyleyeceğinden de eminsindir hiç vazgeçme huyundan aman der gülerek ve dersin ki en azından mutlu ben inatlaşsamda diretsemde mutlu…
  Daha sonrada kalbinin zarafetle attığını gören aklın kısanırcasına atağa geçer ve o da durmaz burdayken hep yaptığı çirkinlikleri hatırlatır. Bencilliğini, başkalarıyla konuşmalarını, sana abur cuburu az ye demesi gelir aklına inadına yersin onun yokluğunda, senin parfümünün hakkındaki çirkin yorumu yüzünden daha bir hışımla sıkarsın bitsin diye o parfümü sonra dayanamazsın isteyen birine verirsin parfümü beğendiysen senin olsun diye, sana getirdiği küpeyi yaşadıklarına kanıt olsun onun gibi kaybolup gitmesin diye bir kutuya kapatırsın öylece, sana istediği zaman çok güzel kıydığını gösterirken hatırlarsın sonra, eskileriyle uğraşırken sinirinin nasıl zıpladığı düşer aklına ,sinirle ve hızlı bir şekilde çalışır aklın yaşam tarzınızdaki uyumsuzluğu gösterir gözlerine kalbinin izlettiği o masalsı film böylece gösterimden kalkar. Aklının korku filmi iner gözlerine simsiyah perdenin üzerinde…
  Bir bakmışsın filmler gişe rekoru için büyük bir savaşa başlamış hangisinin kazanacağını bilirsin ama öyle olmamasını umarsın umursuzca…