Yalnız Değilsin.
Özlemek. Okunduğu gibi kolay mı yürekte harflerin sıralanışı. Özlemek denince içimde küçük bir kız çocuğu dalıyor bile uzaklara. Ne düşünüyor neyin yasını tutuyor kim bilir. Yas mı yoksa başka anlamlara kapı aralayan dillendirilmesi güç duygular mı yakasından tuttuğu, bilemiyorum. Her ne ise hissettikleri düşürmüş yüzünü. Soldurmuş içindeki birtakım çiçekleri. İlkolkulda yanından ayırmadığı oyuncak ayısına duyduğu özlemle çoktan giden ama bir türlü içinden veda edemediği birine duyduğu özlem aynı olur mu hiç? Belki artık hayatta olmayan annesine o özlem. Belki aslen hayatta olup fakat ölümcül bi hatayla çoktan mezara gömdüğü birine istemsiz bir özlem. Bilinmez… Ne yaşıyor kime bu suskunluk bilinmez. Yalnız kendiyledir derdi. Kendi yüreğiyle. Kontrol edemedikçe yüreğini, kontrol edemedikçe içini yoklayan duyguları düşman kesilir kendine. İlacı yine kendidir bilir. Onu yoklayan her ne acı duygu varsa hepsine nazikçe davranmayı ve karşılamayı öğrendiğinde rahata erecek, bilir. Evet bilir çok şeyi de yetmez gücü. İşte o zaman ben uzanırım içimde en kuytuda yardım bekleyen o küçük kıza. Bıraksam düşer daha da karanlığa, bilirim. O dalıp gittikçe başlasam ben de yenik düşüp ağlamaya nasıl kalkarız bi daha ayağa. İçimdeki o çocuk bana emanet. İçinde bir yerlerde gülüşü “belki” soldurulan o çocuk sana emanet. Sen tutacaksın ki elinden seni ayakta tutabilmesine güç bulabilsin. Dalıp gidiyorsa bir şarkıda uzaklara, yardımına sen koşacaksın. Özlüyorsa içinde bir yerleri ya da birilerini. Sen anlatacaksın o yerlerin artık harabe, birilerinin de artık sadece biri olduğunu. O bilmez, kavrayamaz hemen. Bir şarkıyla uzaklara dalması yüreğinin akması acılara olağandır. Kalpsiz birine de duyar özlemi, günlerce belki çiçek açar diye suladığı taşa da. Çünkü masumdur içindeki o çocuk. Bilmez vefasızlığı. Öğreteceksin. Ona elini sen uzatacaksın. Senin sesinle senin bir tebessümünle ayakta kalacaktır. Konuş içinle. Anlat tüm samimiyetinle, hatırlat gerekirse bazı şeyleri. Gücünü senden alıyor gibi görünse de o masum çocuk; asıl sen ondan alıyorsun diriliğini ve de yere sağlam basmak için görünmez iki bacağını. Ona ihtiyacın hep olacak unutma. Kendine de ona da iyi davran. Gülüşünü soldurmuşlarsa da sırt sırta verip “geçecek” diyebilin. Sana inanıyorum sevgili okur. En çok da içindeki o masuma.
Özlemek demiştik ya hani. O masumun içinden bir türlü veda edemediği uğurlamaya gücünün olmadığı birine değil de yalnızca ilkokulda yanından ayırmadığı oyuncak ayısına özlem duyması için yardım et.
İşte en çok buna ihtiyacı var..