Aşk nedir? Kalbimizdeki evrim midir kalbimizi kanatlandıran? O kanatlarla uçuyorum aşka, ama uçtukça kalbim acıyor.Geri dönüyorum, dönerken daha çok yaralıyorum kendimi.Varamıyorum ona, ulaşamıyorum.U laşmak bu kadar zor olmamalı bu devirde.Artık yoruldu kanatlarım, umutlarım, bedenim…
Önce bilmediğim bir yolda uzun süre yol aldığımı fark ettim,sonra o yolun nereye çıktığını.Çok geçti çıktığım yoldan vazgeçmek için ama bir sonuca da varamadım hala.Bir de yolun sonundaki kendine gelen bu yolcudan habersiz.Haber yollamak istemiyorum o evin sahibine ki yollarıma engel koymasın,kilitlemesin kalbinin kapılarını,yollarıma duvarlar çekmesin.Bu yolda gidiyorum bir ileri on geri tek başıma,bu yolda her şeyi tek yaşıyorum.Bilen yok,yardım eden yok.Her şey sadece ben ve kağıtlarım arasında sır.O kadar süre kendini benden saklayan bu yangın başkalarının bilmesini gerektirmeyecek kadar uzak benden.Bu yolda sadece yorulacağımı biliyorum.Asla ulaşamayacağım bir yol olduğunun farkında olmama rağmen neden bırakmak o yoldan vazgeçmek zor?Geri dönüşlerim bile eninde sonunda ona giden bir yoldayken bu yol ona bu kadar uzak ve imkansız olmak zorunda mı?Sadece böyle kelimelerle anlatabilmek hatta anlatamamak…
İfade edemiyorum bu duyguları karmaşık ve yoğunlar.Ben ve benim karanlığımda daha da büyüyorlar.Duymayı beklediğim cümleleler arkadaşca karşıma çıkıyorlar yolda karşıma,bir arkadaş bile diyemezken sana bu karanlıkta.Ve galiba korkunç bir gerçek var ki o karanlıkta artık acı bir mutluluğum var.Sadece bunları hissetmemek için çözümü gitmekte arıyorum çaresizce.Sana gelemeyişimin çözümünü gitmekte arıyorum.Ondan kaçmak için şehir değiştirmeyi göze alırken ondan kaçmayı her şeye rağmen göze alamıyorum.
Yazmak bir şeylerin çaresi olmasa da insana ne halde olduğunu gösteren aynadır.