in

İdam Sorunsalı

İDAM NEDİR VE CAYDIRICI BİR CEZA MIDIR?
Öncelikle idamın tanımı ile başlamak isterim. İdam ;toplum norm ve kurallarına ters düşüp insanların şahsi ve muhterem haklarını ihlal etmesi sonucu verilen ‘ceza sistemidir’. İdam kelime kökü olarak ‘adam’ kelimesinden gelir. Arapça kökenli olan bu kelime yok etme anlamındadır. İdam kelimesi adem kelimsinin İsmi fail halidir. Bu ceza sistemi her toplumda farklı uygulanmaktadır. Bu ceza metodu toplumların örf ve adetlerine göre yüzyıllardır farklı biçimde süregelmiştir. Örneğin günümüzde ki idam şekillerene bakacak olursak ; Amerika günümüzde idamı onaylayan ve uygulayan bir ülkedir. Bunu mahkuma acısız ve cani olmayan yöntemler ile yapmaktadır. İlaç ile idam yapılarak, bu durum birazda olsa yumuşatılmıştır. Fakat başka bir ülke olan Afganistan bu idam cezasını daha vahşice ve daha sert bir yolla yapıyor… Kafa kesme olayları,idam sehpaları, elektirikli sandalyeler… Örnekleri çoğaltmamız mümkün mesela hepimizin kültürünü bildiğimiz ve kabul ettiğimiz İran, bu ülke bana kalırsa en canicesini yapıyor. İranda elbette genel bir idam cezası vardır ama daha da kötüsü cinsiyetçi bir idam uygulanmaktadır ‘recm’, bu ceza türünde kadınların bedenleri yarım şekilde toprağa gömülerek insanların kadını taşlamasıyla öldürmesiyle son buluyor. Doğusundan batısına idam cezası bu dönemde olmasa bile illa ki bazı dönemlerde uygulanmıştır. Hatta bunlar edebiyata, tiyatroya, sinemaya bile taşınmıştır. Mesela sinemadan örnek vermek gerekirse herkesin izlemiş olduğunu düşündüğüm iki filmden yola çıkarak bu olayı somutlaştırmak istiyorum. 1. Filmimiz Yeşil Yol 2. Filmimiz ise Sorarayı Taşlamak adlı filmdir. Filmler hakkında önbilgi vermem gerekirse; iki film de farklı yollarla idamı anlatmaktadır. Yeşil Yol garpta olan canice bir idamı anlatırken, Sorarayı Taşlamak ise şarkta gerçekleşen idamı (recm) anlatır. Bu iki filmden yola çıkarak baktığımızda şarkta da garpta da masum olduklarını düşündüğümüz ve bildiğimiz karakterlerin cani bir şekilde katledilmesini ne kadar onayladıkta idamı onaylıyoruz? Bu yazıda anlatmaya çalıştığım şey kesinlikle idam yanlıştır kalıbı değil sadece ne kadar doğru olduğu ve toplumun tek gerçeği olan insanı ne kadar caydırdığıdır. Bana kalırsa bir caydırıcılığı yoktur çünkü bir insanın ölüme bakış açısı burda en önemli şeydir. Eğer bir insanın ahiret inancı, tanrı inancı, cennet cehennem kavramı yoksa ve bu kavramın olmamasıyla beraber bu kavramların varlığından korkmuyorsa o insanı ve benliğini idam ne kadar korkutabilir? Bir toplum düşünün ve bu toplumun herhangi bir olaya, kavrama, dine , tarikata vicdani bir bağlılığının olmadığını düşünün yani o benlik için ölüm bir ceza olur mu? Bana kalırsa olmaz. Çünkü ölüm dediğimiz kavram insanın aslında kendisini anlamlandırma çabasında ki sondur. Bu hangi toplumda olursanız değişen ve bir o kadar anlam yüklenen bir kavramdır. Yani benim fikrimce daha caydırıcı cezalar verilebilir. Mesela ağır suçlara indirimsiz ve afsız kendiyle başbaşa kalabileceği yıllar verilebilir . Evet bu dediğim biraz ütopik bir olay farkındayım. Ama en azından daha adil bir olay. Bu ceza sistemine sadece inanamayanlarca bakmakla kalmadım inanan olarak baktığım zamansa yine idamı mantıklı bir ceza sistemi olarak göremedim çünkü inanan bir insan kendisinden üst bir yaratıcıyı kabul eder ve ne din olursa olsun onun kutsallığını ve dogmatikliğini kabul eder. Yani iman eden bir insanın tanrısının kutsallığını bile tartışmazken tanrısının yarattığı bir kimseyi tanrının izni olmadan canını cani bir şekilde alması ne kadar doğrudur? Bu yazıda aradığım net bir cevap değildir sadece durumu anlayıp eksileri ve artıları ile değerlendirmektir.

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

Bir cevap yazın

Minik Bir Kızım

Erkek Adam Ağlamaz Efendi