Bu karanlık geceye gözümden kayan bir kuyrukla göz yaşı bırakmak istiyorum.
Sessizliğe bürünmüştü ev tekrardan.
Bir sinek vızıltısı dahi duymaz oldu kulaklarım.
Ama zihnimde hâlen dönüp dolaşan o muazzam sesin.
Kokun sarmış bütün evi, üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen. Mutfağa giderken sanki yanımda beni izliyorsun, elime bir kitap alıp okurken seni görüyorum karşımda derin bakışlarla bakıyorsun bana.
Uykum geliyor yatağa atıyorum kendimi, yastıkta o saçlarının aklımdan çıkartamadığı kokun kalmış beraber uyuyoruz sanki eskisi gibi.
Günün 24 saati yanımda gibisin, birden içime bir ürperti giriyor tüylerim diken diken oluyor sağıma dönüp bakıyorum ki herzaman bana sarılan sen yoksun şimdi.
Zor geçen bir gecenin sonunda sabah oluyor tekrar, kahvaltı hazırlıyorum ama tek tabak tek çatal ve tek bardak bu acıtıyor canımı.
Masada herzaman iki tabak iki çatal ve iki bardak olurdu.
Hüzünleniyorum aklıma birbirimize sarılarak attığımız kahkalar geliyor, izlerken dalıp gittiğimiz filmler, birbirimizle yarıştığımız soru yarışmaları geliyor.
Ve bir kez daha hatırlıyorum tek başımayım.
Çevremdekiler teselli kaynağım oluyor neye nafile, benim hergün görmeye alışkın olduğum rüyalarım birden kabusa dönüveriyor.
Bu hergün böyle geçiyor. Özlüyorum çok özlüyorum seni, bana sarılmanı, kahkahanı duymayı, birlikte yemek hazırlamayı.
Geçmiş acıtıyordu canımı her geçen gün.
Ama kendimi avutacak bir yol bulmuştum yokluğunda.
Belki şimdi senin ile başka evrende dünyanın en mutlu çifti idik. Belkide yediği içtiği ayrı gitmeyen dünyanın en tatlı çiftiydik.
Burda birlikte değildik ama biliyordum başka yerlerde şuanda mutlu olduğumuzu.
Seni hala özlüyorum, seni hala çok seviyorum beni hergün öldürmene rağmen.
Seni seviyorum…
07aralık2018
01:51