Uzun yolculuklar beni ,muhtemelen benim gibi bir çok insanı da yolculuklar kadar uzun düşüncelere itmiştir. Bazen tek bir pencerenin bu kadar düşünceyi beynime nasıl yerleştirebildiğine şaşırıyorum ya da hayal gücüm, camı var eden her bir kum tanesini birer düşünce gibi sunuyor karmaşık ve yorgun zihnime.Yine uzun bir yolculuktayım ve gözüme, tam karşımdaki koltuğun siyah cebinden sarkan beyaz kulaklık takılıyor ve beynim söz hakkı istiyor ;
-Kulaklığı siyaha boyasaydık onu görebilir miydik ?
Bu soru üzerine otobüsteki koltuk sayısından fazla soru belirdi zihnimde:
-Kulaklığı göremeyecek olmak demek onun var olmadığı anlamına mı gelirdi ?
-Kulaklığın varlığı benim zihnimde ürettiğim bir gerçeklik midir ?
Felsefeyi filozoflara bırakarak kendi çıkarımımı paylaşmak istiyorum .Bana bunca soruyu sordurtan şey , o kulaklığın tüm siyah koltuklara inat beyaz renkte oluşuydu.
*Hayat otobüsünde milyonlarca koltuk var ve kimisi 70 yıldır bu yolculuktayken kimisi henüz bu yolculuğa başlamamış bile.
Yolların bitmeye otobüsünse durmaya niyeti yokken bu kapkara koltuklarda kulaklık misali beyaz olmaya bakın…