cakespeare
*Konfüçyüs*
-Ülke nasıl yönetilmeli?
Adaletle ve ahenkle.O zaman surlar ve siperlere lüzum kalmaz.Kılıç ve mızraklar eritilip tarım aletleri yapılır.Atlar ve sığırlar bir çayırda otlarlar.Aile üyeleri ve aşıklar ayrılık ve yalnızlık kahrı çekmezler.
-Suskunluk?
Susmak,insanı ele vermeyen sadık bir dosttur.
-Kimler veciz konuşamaz?
Kibirliler.Tunç heykeldeki leke yontulabilir;sözdeki leke giderilemez.
-Gençlere ve ihtiyarlara özel birer öğüt verseniz?
Gençken kavgadan,ihtiyarken cimrilikten sakın.
-Öğrenmek nedir?
Öğrenmek yalnızca bilgi edinmek değil,insanın kendi kişiliğini inşa etmesidir
*Balzac*
-Hayatı nasıl algılıyorsunuz?
Hayat fevkalede hayaller ve alelade gerçeklerden müteşekkildir.
-Ekonominin bozulmasının en büyük sebebi ne sizce?
Burjuvaların,yoksulların kaderine göz yumması.
-Biraz da devletten söz edelim mi?
Canını dişine takarak çalışan kişilere huzur temin edemeyen devlet boşuna kurulmuş demektir.
-Gerçek aşk nedir,nasıldır?
Aşk’ın ne olduğunu aşık olunca anlarız.Aşk kendi kendini kanıtlar.Gerçek aşk sakin,eşitlikçi ve saftır.
-Sevgili kimdir?
Sevgili,yanımızdayken de yanımızda yokken de aynı etkiyi uyandıran kişidir.
*Ahmet Mithat Efendi*
–Şiir lüzumsuz mu sizce?
Şiir hayata lezzet katar.Gelgelelim hayatın çekilip çevrilmesi felsefeyle olur.Herkesin şair olması gerekmez fakat her birimiz düşünmeyi öğrenmeliyiz.
-Romanda gerçek olaylara yer verilmeli mi?
Romandaki hikayenin ille de harfiyen yaşanmış olması gerekmez.Romancı daima ihtimallerden bahseder.Gerçek ihtimallerden.Böylece okur düşünme ve ders çıkarma imkanına kavuşur.
-Nasıl özgür olacağız?
Özgürlüğün birinci şartı,kendi ekmeğini kendi kazanmaktır.Başkasının ekmeğiyle yaşamak…çocuk,esir,hasta filan değilseniz mazur gösterilemez.
-Saadete erişmenin önündeki en büyük engel ne?
Başkasının saadetine göz dikmek.Ötekinin mutluluğundan rahatsız olan kimse,herkesi her zaman mutlu zannederek vehimler içinde kendini yer bitirir.
-Para?
Aslında parayla mutluluk satın alabilirsin fakat kendine değil,başkalarına.Parayı başkasına harca veya ver ki o insan hoşnut ve bahtiyar olsun.
*Arthur Conan Doyle*
-“Gerçek” niye önemli?
Gerçeklerle barışık olmayan kimse kaybolur.
-Bir aptalı nasıl tanırız?
Sıkıcıdır…İçinizi karartırlar.En can sıkıcı aptallar da az biraz zekası olanlardır.
-Aşka dair en büyük yanılgımız?..
Bencilliğimize aşk adını vermemiz.
-İnanç sistemlerine nasıl bakıyorsunuz?
Bir şeye inanmak ile bir şeyi bilmek arasında muazzam fark vardır.Öte yandan,zamanın başlangıcından beri biriken bilgi ve erdemin tümü bizim manevi sermayemizdir.
-Arkadaşlık sizin için önemli midir?
Evet,elbette.Zira tanıdıkların hepsi dost değildir.Hatta kimilerinin yakınlığı,kaba insanların saldırganlığından daha zararlıdır.
*Halide Edib Adıvar*
-Büyük yazarlar,edebiyat dehaları nasıl bir çevrede ortaya çıkar?
Dahi yazar bir çevrenin mahsulü değildir.O,çevresine rağmen yetişir.
-Sevmek,sevilmek hakkında ne söylersiniz?
Emin olduğum bir şey var,insan hayatta yalnızdır.Sevdiği ve onu seven insanlar da geçici birer hayalden ibarettir.
-Dostluk?
Kanaatimce,birbirine benzemeyen insanların dostluğu her ikisini de ferahlatır.
-Modernleşme nasıl olmalı sizce?
Evvela modern düşünce sistemlerini bilmeliyiz.Batıyı yarım ve yüzeysel bir şekilde taklit ederek modernleşemeyiz.Mesela ‘modern değerleri’ özümsemek ve kendimize mal etmektir.Hala mimarisi çarpık şehirlerdeki çirkin evlerde oturup modernlikten bahsetmemiz acıklı.
-Maziye bakınca onca felaket ve güçlüğü hatırlayıp hüzünlenir misiniz?
Hayır.Aksine,tecrübelerimizin yoğun bir anlama kavuşmasında felaketlerin katkısı var bence.Hayatta her istediğini elde eden insanlar,fıçıdaki balıklar gibi pörsür,hayat tazeliğini kaybeder.
*Theodor Adorno*
-Hayatın anlamı var mı?
Eğer hayatın anlamı olsaydı,onda anlam aranmazdı.
-Nasıl mutlu olabiliriz?
Huzursuzluk ile mutluluk iç içe geçti.Mevcut egemenlik mekanizmasının yarattığı dehşeti görmezden gelmeksizin mutlu olunamaz.Çağımızın mutluluk modeli bu.
-Toplum kimlerden müteşekkildir?
Toplum umutsuz bireylerden oluşur.
-Tarih?
Vahşetten insancıllığa götüren bir evrensel tarih yoktur ama sapandan bombaya götüren bir evrensel tarih vardır.
-İdeolojiler neden çöküyor?
Çünkü ideolojiler insanları nesne olarak konumlamaktan kaçınamıyor.
