in

Genç Bir Kelime Kaçakçısının Kucaksız Kadınlar Hakkında Tanrıya İsyanı

  • tavernelardan gelen umarsız hallerle
    tüm müzikal orkestraların o fersiz sevimliliğini
    çıkaran ortaya
    savruk bir gökyüzü gibi
    kendini tekrar eden rönasanstan beri
    ölümden devşirilmiş kadınlar
    yüzlerinde bir haciz memurunun yaşam biçimi
    elleri urganlardan soyulmuş
    idam ipleri boğuyor göğüs kafeslerini
    fakat yürürken hala
    uçak seslerini anımsatan bir yükseklikle
    dik tutuyorlar boyunlarını

tanrının pek de umursamadığı
ve hatta ki daha işlevsiz bir arkadaşına bahşettiği dünyamız
tekerrürden ibaretken
pek de şaşırılmamalı ölüm şekillerimize
kadınların göğüs kafeslerinde
beliren tek şey öpücük değilken
ve tanımıyorlarken bir doruğu rutubetsiz duvarlarda
öldüklerinde
nasıl farkına varacaklardır bu durumun?

memleket devir ederken yaralara
bir ağaç sallanırken kuş uçuşlarıyla
bir yaz günü gök açıldıysa birdenbire şaman dualarıyla
bu dünyanın sonu nerededir diye düşünüyorken bir şiiri kurarken ben
yakarışlarımız çoktan kayıtlara geçmiştir

kayıtlar incelenir
kayıtlar değerlendirilir
ey işhanları ey sahaf dükkanları
ey tenha sokaklar öpüşmeye inşa edilmiş
yıkılın
yıkılsın tüm değer verdiğiniz cümleleriniz

çünkü karar verildi
genç bir şair aday adayı
kalemiyle kan sızdıracak ruhundan
gülümseyin fersiz gözüne bakıp
göğüslerinizdeki yaraları
boyunlarınızdaki ipleri
sıkıştırın avucuna
ve bir öpücük bırakın şakağına
bir dudak
perde kapanmadan bir saniye öncesinde
onun için bir yaşam ihtimali daha!

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

Bir cevap yazın

Umut

Yalnızlığın gürültüsü