in

Man Ray (1890-1976)

Zamanının bir muamması

Man Ray sanat dünyasının bukalemunuydu.En heyecan verici yeteneği çok çeşitli alanlarda ustalık kazanma becerisiydi.Resimleri,fotoğrafları,heykelleri ve filmleri tehlikeli şekilde kışkırtıcıydı ve beklenmedik yanlarıyla izleyicileri şaşırtıp onların beğenisi kazanıyordu.Amerika’da fotoğrafta ün yaptı.Paris,New York ve Los Angeles gibi şehirlerde öalışmış olmasına rağmen en çok Paris’te kendini evinde gibi hissediyor ve bu şehirdeki insanlar bütün derinliğiyle onun eserlerini takdir ediyordu. Hiçbir zaman belli bir sanat akımına bağlanmadı ve kariyeri boyunca farklı farklı sanat hareketlerinden etkilendi.Yine de onun çalışmaları yirminci yüzyılın başlarındaki Dada ve gerçeküstücülük akımlarıyla bağlantılıdır.

Man Ray’in Yeteneği Ortaya Çıkıyor

Emmanuel Radnitzky (Man Ray’in asıl ismi),Pennsylvania eyaletine bağlı Philadelphia kentinde doğdu ve yedi yaşına geldiğinde ailesiyle Brooklyn’e taşındı.Rus asıllı Yahudi göçmen olan anne ve babası,taşındıkları şehirde karşılaştıkları ayrımcılık yüzünden soyadlarını “Ray” olarak değiştirmek zorunda kaldılar.Emmanuel,daha sonra ilk ismini “Man” olarak değiştirip ayrılmaz bir ifade olarak “Man Ray” lakabını kullandı.Man Ray,daha erken yaşlarda sanatta yetenekli olduğunu gösterdi,çizim ve illüstrasyon alanlarında kendini geliştirdi.Mimarlık okuması için kendisine burs teklif edildiyse de asıl tutkusunu hayata geçirmek için bu teklifi geri çevirdi.Asıl tutkusu ise resim yapmaktı.

1912’de liseyi bitirdikten dört yıl sonra Harlem’deki Ferrer Center okulunda çizim dersleri almaya başladı ve böylece içindeki sanat yeteneğinin filizlenmesi sağladı.Boş zamanlarında Alfred Stieglitz’in Beşinci Cadde’deki 291 Galeri’sinde sergilenen avangart eserlerin keyfini çıkarırken geçimini sağlamak için ticari sanat ve illüstrasyonla uğraştı.Man Ray’in fotoğrafları,nihayetinde,yalın ve saf yaklaşımıyla Stieglitz etkisini yansıtacaktı.

Man Ray,1913’te yapılan Armory Show’da öteden beri ihtiyaç duyduğu ilhamı buldu.Burada Pablo Picasso,Wassily Kandinsky ve Marcel Duchamp’ın eserleriyle yüz yüze geldi.Kısa bir süre,yine burada karşılaştığı kübizm üslubunda çalışmalar yaptı.Katmanlı şekilleriyle Siyah Tepsi işte bu etkinin apaçık bir örneğidir.

Bu yıllarda Man Ray’in hayatına iki önemli kişi girdi.Biri 1914’te evleneceği ve birkaç yıl sonra da boşanacağı Belçikalı şair Adon Lacroix idi.Diğeriyse yaşam boyu dostu ve sanat alanında çalışma arkadaşı olacak ruh akrabası,Marcel Duchamp’ın resimlerinde hareketi gösterme çabası,Man Ray’e de benzer çalışmalar yaptırmıştır.Nitekim 1916 tarihli resmi İp Cambazına Kendi Gölgesi Eşlik Eder akrobatik bir gösteriden ilham almıştır.

Man Ray Dadaizmi Deniyor

1915’te buluşan Duchamp ile Man Ray,yanlarına Francis Picabia adındaki başka bir sanatçıyı da alarak New York’ta bir Dada hareketini örgütlediler.Dadaizm,sanat üretimi radikal sanat-karşıtı yaklaşımıyla kendiliğindenliği teşvik ediyordu.Man Ray’in bu hareketi yaptığı katkıların örneklerinden biri 1921 tarihli yerleştirmesi (enstalasyonu) Hediye’dir.Bu şaşırtıcı ölçüde kışkırtıcı çalışma,çeşitli buluntu nesneleri birleştirmişti ve bir ütünün tabanına yapıştırılmış çivilerden oluşuyordu. 1920’de bir dikiş makinesinin çevresine askeri bir kumaş sardı ve kumaşı ip ve keçeyle bağladı.Şair Isidore Ducasse’nin yazdığı bir dizeye yer verdiği bu eserine Isidore Ducasse Muamması adını verdi.Bu çalışmasıyla farklı nesneleri buluşturan Fransız gerçeküstücülerinin gözdesi haline geldi.

Fotoğraf Ve Man Ray

1917’de Man Ray,fotoğraf alanındaki yeteneğini keşfetmeye başladı,hatta kendi fotoğraf stüdyosunu açtı.Artık New York’un avangart sanat çevresinde kendine sağlam bir yer edinmiş,bir entelektüel ve yenilikçi olarak ün yapmıştı.Duchamp’ın yardımıyla dünya genelinde avangart sanatı tanıtmak için Anonim Topluluk adında bir sanatçılar cemiyeti kurdu.New York’a kök salmış olmasına rağmen 1921’de Paris’e taşınına değin dünyada gerçekten hak ettiği konuma gelmemişti.Montparnasse’ın canlı sanat çevresi tam ona göreydi ve böylece sanat mekanları arasında mekik dokurken bir sanatçı olarak potansiyelini ortaya çıkarma imkanı buldu.

Fransız gerçeküstücüler Man Ray’i Paris sanat çevresine davet ettiler.Man Ray orada hareketin vazgeçilmez isimlerinden biri haline geldi.Paris’te yaptığı sanatsal denemelerinin ortasında “rayograf” adını verdiği yeni bir sanat tekniği buldu.Bu teknikte,nesneler ışığa duyarlı bir kağıdın üzerine ilginç kompozisyonlar oluşturacak şekilde yerleştiriliyor ve fotoğraf makinesi kullanılmadan negatiflerden görüntüler elde ediliyordu.Kendisi bu yöntemi “saf dadaizm” diye nitelendirmiştir.

Bir sanatçı olarak yaptığı işlere mali destek sağlamak için Harper’s Bazaar ve Vogue gibi öncü yayınlar için moda fotoğrafçılığı yaptı.1920’ler ve 30’larda Paris’te Gertrude Stein,James Joyce ve Ernest Hemingway gibi seçkin edebiyatçılarla aynı sosyal çevrelerde bulundu.Zamanın ünlü sanatçıları ve yazarlarıyla yakın ilişkileri ona bulunmaz bir olanak sundu:Zamanının kültürel ikonları için güvenilir bir portre fotoğrafçısı oldu.

Man Ray İz Bırakıyor

Man Ray Paris’te keyfini çıkardığı sanatsal özgürlüğün sunduğu bütün avantajlardan faydalandı.Resim yapmaya,fotoğraf çekmeye ve Dadaistleri hem de gerçeküstücüleri etkileyen objeler yapmaya devam etti,ama bununla birlikte bir dizi kısa film çekmeye de başladı.Bu filmler arasında sonradan ünlenecek olan gerçeküstücü film Denizyıldızı 1928’de yapıldı.

Şayet İkinci Dünya Savaşı araya girip de Man Ray’i ABD’ye dönmeye mecbur bırakmamış olsaydı Paris onun ömrünün geri kalanını geçireceği yer olabilirdi.1940’ta yeniden Los Angeles’ a taşınmasından kısa bir süre sonra ileride evleneceği bir model ve dansçıyla tanıştı.Amerika’daki ününün yol açtığı kısıtlamalardan giderek sıkıldı.Çok yönlü biri olmasına rağmen orada sadece bir fotoğrafçı olarak tanınmak,onda hayal kırıklığı yaratmıştı.

Sonunda resim ve heykel yapmak ve anıları üzerinde çalışmak için 1951’de sevgili Paris’ine geri döndü.Otobiyografisi Otoportre nihayet 1965’te yayımlandı.Man Ray,1976’da bu dünyadan göçene değin Avrupa ve Amerika’nın büyük kentlerinde sanatını sergilemeyi sürdürdü.

Ne düşünüyorsun ?

101 puan
Artı oy Eksi oy

2 Yorumlar

Yorum yaz

Bir cevap yazın

Oyuncak Hikayesi 4

Kemal Sunal'sız 19 Yıl