in

Soru(n)lar

Uzunca bir süredir, kuş bakışı  bakıyorum hayata; öylesine, üstün körü.  Detaylara inmeden,  kaleme kağıda sarılmama neden olacak kareler görmeden, yıllarca unutmayacağım sözler işitmeden… Bir parça huzur bulabilme umuduyla, gören gözlerle izlemiyorum ne dünü ne bu günü. Kendime ve sessizliğime kaçışım bundan ötürü.

Ama kalp bu ya, konuşacak. Ama kalem bu ya, yazacak. Mürekkeple beraber, cevabı olmayan ya da alınamayan hatta daha kötüsü  hiç sorulamayan sorular kağıda akacak. Aslında seçilmiş dilsizliğimin yanı sıra; bağırmak istiyorum, sormak istiyorum, anlatmak istiyorum. Ama insanlar sağır, duymuyor. Ama insanlar dilsiz, cevap vermiyor. Ama insanlar kalpsiz, anlamıyor.  Ya da ben hiç  bir şey yapmıyorum. Yaptığımı sanıyorum, elimden gelen buydu, diyerek kendimi kandırıyorum. Bağır(a)mıyorum, sor(a)mıyorum,  anlat(a)mıyorum. Sonucu zaten biliyorum diyorum..

Anlatmak istediğim, sormak istediğim o kadar çok şey var  ki, kelimeleri seçemiyorum. Hangisini anlatsam, hangisinden başlasam? Aslında çok da fark etmez nereden başlayacağım; çünkü  zaten hep aynı yerde noktalanacağım. Hangi kelimeleri seçsem de, o kelimelerin oluşturduğu cümlelerimin ögeleri ne kadar yer değiştirse de, hep aynı şeyi anlatacağım ve anlatamayacağım.  Dönüyorum, dolaşıyorum, hep aynı yere varıyorum. Belki de bu yüzden sayfalara dökülen kelimelerimin hiç içimi rahatlatmayışı. Ben anlatmıyorum ki, anlatmış gibi yapıyorum Merak ettiğim; ama soramadığım sorular, anlatmak istediğim; ama anlatamadığım hissiyatlar, atmak istediğim ama atamadığım umutlar ! Ve bütün bunların sonunda, bitmek bilmeyen yazılar…

Yine anlatamadım değil mi? Yine, ne sessiz kalabildim ne de anlatabildim. Yine, boşa aktı mürekkepler, boşa yazdı kalemim. Her şeyi başarabildim de, kendi içime kuşbakışı üstünkörü bakmayı başaramadım. Sayfa bitti ama;  ben yine sorulamayan sorularımla baş başayım.  Nasılsın?

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

4 Yorumlar

Yorum yaz

Bir cevap yazın

Eurosuz Dolan Türkiye Sahilleri

Yoisho