Sonsuzluk…
Sonsuzluğu anlatmadan, tanımlamadan önce onu anlamak ne olduğunu bilmek gerekir. Sonsuzluğun başlangıcı kökünden de anlaşılacağı gibi “son” dur. Ama sonsuzluk gerçekten sonson mudur? Grimm kardeşlerin masalında bir çobanın öyküsü yer alır; “Bir gün padisah çobanın oğlunu(çobanın oğlu da babasının mesleğini yapmaktadır) yanına çağırır ve üç soru sorar. Son soru sonsuzlukla alakalı ve şöyledir; Söyle bana sonsuzlukta kaç saniye vardır? Çobanın oğlunun cevabı ise çok net ama zor anlaşılırdır; “Saf elmastan yapılmış bir dağ var. Tırmanması da etrafından dolanması da bir saat. Her yüzyılda küçük bir küçük bir kuş gelir ve gagasını o elmas dağ da biler. Tüm dağ bilenip yok olduğunda sonsuzluğun ilk saniyesi aşılmış olur.”
Bence bu sonsuzluk hakkında size biraz bilgi birikimi sağlamıştır. Eğer vaktiniz varsa size SONSUZ OTEL PARADOKSUNU okumanızı öneririm.
Peki sonsuzluk herşeyi yapmak için yeterli midir? Hatırlarsanız Oyuncak Hikayesi adlı yapımda başkahramanlarımızdan biri Buzz Lightyear düşmanlarıyla savaşırken veya zor bir görevle uğraşırken çoğumuzunda bildiği kendisiyle özdeşleşmiş olan şu repliği söyler “sonsuzluk ve ötesi.” O zamanlar anlamazdım bu repliğin, sloganın manasını ama şimdi anlıyorum ki ;sonsuzluk hiçbirşey için yetmedi, hiçbirşey için yetmeyecek…