Geceleri hayaller kurarım ben
Bir göl kenarındayım bu defa
Bir iskele aslında durduğum yer
Önce yavaşça iskelenin ucuna yaklaşıyorum
Ayakkabılarımı çıkarıp yanıma koyuyorum hemen
Çünkü ayağımdan çıktıkları zaman daha çok seviyorum onları
Elbisemin eteklerini de ıslanmasın diye yukarı çekip daldırıyorum ayaklarımı göle
Gölün suyu ılık, hem de en sevdiğim ılıklıkta
Ne şanslıyım, değil mi
Ayaklarımı bir ileri bir geri sallıyorum hazır şansım yanımdayken
Nereden geldiğini bilmediğim bir müzik duyuyorum o sırada
Tatlı bir müzik bu müzik, huzurlu bir müzik
Bu müziğin ne olduğunu bilmiyorum
Daha sonra bulmak istesem de adını bulamayacağım çok belli
Bu, daha da hoşuma gidiyor çünkü bilinmezliği aniden özelleştiriveriyor onu
Pür dikkat kesiliyorum böyle olunca dinlemek için
O sırada bir grup kuğu süzülüp geçiyor önümden
Hayran oluyorum
Güzelim ağaçlar da yapraklarını ritmik bir edayla sallayarak aramıza katılıyor
Ben ise müziğin ruhumu dansa kaldırmasına izin veriyorum tam o sıralar
Fazla naz aşık usandırmasın istiyorum, uzaktan dinleye dalmak yakışık gelmiyor
O an bütün dünyayı huzurlu hayal ediyorum
Hayallerimi Dua’ya da döküyorum hemen
Belki Dua’m kabul görür diye de umutlanıyorum
Sonra da ‘umut da güzel şey ama insanı yaşayan kılıyor’ diyorum
Dansıma dönüyorum
Tepemden bir dilek feneri geçiyor; uçarak
Gölden ise kağıttan bir gemi; yüzerek
Ben mi?
Ben de hayallerimde olduğumu unutuyorum gülümseyerek