in ,

hayat kısa kuşlar uçuyor

Doğduğu sırada ağlamaya başlar insan. Başına gelecek her şeyden habersiz ve masum bir şekilde ağlar..Haberi olmadan çok sevilir, sahip çıkılır, koruyup kollanır, yalnız bırakılmaz. Ve bu durum yaş ilerledikçe değişir. Yavaş yavaş bir şeylerin farkına varmaya başlar. Düşe kalka, dizleri yara bere içinde devam eder yoluna. Yalandan gülmeler başlar akabinde. Ve yalnız kalmayı öğrenir insan. Geç de olsa öğrenir. Halbuki dünyaya yalnız geliyor. Dünyada ki yaşamında birçok insan ve duygular eşlik ediyor. En sonunda tek başına bu dünyadan ayrılıp bilinmezliğe gidiyor.

Yaşamı boyunca birçok duygu yaşar insan. Bunlardan en efsunlusu ve masumu ve hiç şüphesiz ki aşk..

Gelmiş geçmiş hemen hemen bütün şairlerin mısralarına düşen, defalarca hakkında yazı yazılan, konuşulan yegane duygulardan biri. Aşkın önünde eğilmeyen kalp yoktur şu dünyada. Tabi anlamasını bilene ve sahip çıkana..

Her şaire ya da yazara göre aşkın tanımlaması farklıdır. Kimi merkezine koyar. Kimi kapısını bile çalmak istemez. Bazıları da aşkı o kadar betimler ki ovalanmaktan doğallığını yitirmiş meyvelere benzetirler. Göze güzel görünsün. cezp etsin diye ovalar ya insan o misal. Oysa adı başlı başına yeterliydi. Üç harften oluşan bilinmez deryaydı. Deryanın içinde yüzüp boğulmakta mübahtı kaybolmakta..

Aşk neydi sahi? Sevgi neydi? Doğallığından bu kadar uzaklaştırdığımız duygu neydi? Beklemek demekti. Emek vermek demekti.  Mutluluğu ile mutlu olmak demekti. Bakmaya kıyamamaktı. Gözlerin buluştuğu anda kalbin erimesi demekti. Dokunmaya kıyamamaktı. Heyecandan konuşamamaktı bazen de. Yanındayken bile özlemek demekti. Hep sarılmak istediğin hiç ayrılmak istemediğindi..

Dünya söz konusu acıma olunca hiç affetmiyor: hele ki söz konusu aşksa . Piraye’yi Nazım’a yar etmeyen dünyadan merhamet beklemekte de amaçsızdı. İnsanın kalbi cesur olmalıydı. Sonunun ne zaman geleceğini bilemeden yaşıyorken korkaklık etmeye zaman bulmamalıydı. Ölümün var olduğu bu dünyada, insan bekletilmemeliydi..

Dünyaya tek gelmesine rağmen yalnız olmamayı yeğleyebilir insan. Yürek meselesidir. Denildiği üzere ‘herkes kendi yüreğinin ekmeğini yer.’

Cesur ol, sevdiğinin yanında ol. Sarıl. Mutlu et. Değerler bil. Kırma. Unutma, sen vaktinin olduğunu zannederken belki de sonuna gelmişsindir. Belki senin vaktin varken karşı tarafın vakti kalmamıştır. Hayat beklemek için çok kısa..

Ne düşünüyorsun ?

13 puan
Artı oy Eksi oy

- betulkorkmaaz

Is all that we see or seem/
But a dream within a dream?

Bir cevap yazın

Zaman İçinde

Sıradışı Bir Cinayet Romanı – Soğukkanlılıkla