in ,

Yarın Çok Geç Bu Gece Ölmeliyim

Başlık için Cem Adrian’ın Benden Sonra şarkısından bir alıntı yaptım.Bu günlerde yeniden dinleyip anlamlandırdığım nacizane şarkısı.Aslında benim Cem Adrian hayranlığım çok eskiye dayanıyor ve dolayısıyla bu şarkıyı binlerce kez dinledim.Ve ne zaman bu sözleri duysam vurgulamak istediği şeyin ölüp yitip gitmek olarak,son bir veda olarak algıladım.Belki siz de dinlerken bu şekilde düşünebilirsiniz.Çünkü bize kim nasıl anlattıysa ölümü kötüledikçe kötülediler.Daha doğrusu ölüm kelimesini.Dini inanca bakmaksızın yok oluş deyip geçirdik içimizden iç çekerek.Ne zaman yolun sonuna gelsek ölmek istedik.Bitsin istedik fiilen veya fikren.Çünkü ölürsek koca bir karanlıkta kaybolacaktık.Peki bunu biraz düşünelim…

  • Ölüm yok oluş mudur yoksa yeniden var olmak mı? 

Nerden çıktı yine felsefik konuşmalarım?Aylardır içimi yiyip bitiren duygularla boğuşuyorum.Öyle ergence veya depresifçe değil,daha gerçekçi daha kırılgan.Hani bazen insanlar hayatının odak noktasına kocaman bir şey yerleştirir ve ona göre etrafını şekillendirir ya.Tek bir hayalin üzerine inşa eder diğer minik hedeflerini.Belki başta farkına varamaz ama sonra onun tek ve son umut olduğunu idrak eder ve bunu farkettikçe daha özenle korur o odağını,inancını.Ama sonra bir anda her şey yok olur.En bunaldığınız anlarda bile tek çare tutunduğunuz inancınız toz zerreleri halinde gözünüzün önünde yok olur.Tutmak durdurmak istersin ama yaptığınız tüm çabalar diğer tüm heveslerinizi,hırslarınızı alır gider.Dibe batarsınız.Her gün yürüdüğünüz yollar daralır daralır ve boğar ruhunuzu.Görüştüğünüz insanlar arkasını dönüp gider sanki hiç düşünmeden.Koskoca şehirde insan kalmamış gibi gecenin ayazında yıldızlarla konuşursunuz bir başına.Şöyle bir telefonunuzda arayıp nefes almanızı sağlatacak insanlar ararsınız çaresizce kimsesiz olduğunuzu bile bile.Sonra aklınızdan ölmek geçer inancınız ne olursa.Şu an…Şu an ölsem kim üzülür ne olur…Belki bir iki kişi ağlar sonra olan size olur.Ama burda ölümü fiilen değil de fikren konuşmak istiyorum.Çökmüş yitmiş hayallerin ardında kalan kırık kalbimin nasıl tedavi edeceğimi…

Aylardır kendimi hiç gibi hissediyordum.Siz hiç kendinizi hiç gibi hissettiniz mi?Böyle çığık atarak etrafta dolaşıyorsunuz da Allah’ın sokak kedisi dahi size dönüp bakmıyor,tınlamıyormuş gibi hissediyorsunuz.Devlet,millet,dostların kimse seni görmez olur.Herkes sanki önünüze yığınla kaya koymuş da elinize iğne vererek bunları un ufak et deyip derdi tasayı yığıp gitmiş.İnsan onca derdin içinde aklını kaybetmemeye dikkat ederek düşünür de düşür.Hani hapiste yatan insanlar içerde düşünmeye çok vaktim oldu der ya.İşte benimki de böyle bir şeydi.Kendi içimde bir başınayken düşünmeye çok vaktim oldu.Kendime tonlarca cevapsız sorular sordum.Gerçekten senin tek hayalin bu muydu?Gerçekten bu dünyada tek bir kişiyi mi bekleyeceksin?Sen kimsin? Ben bir hiçim.Peki öyleyse bunca derde nasıl düştün?Hiç olan bir şeyin hiç bir şeyler olduğunu gördüğünü duyanınız var mı?Ne…

Düşündüm düşündüm ve benim tek hayalim dediğim şeyin aslında koca bir hedef tahtasının en dış halkası olduğunun kanaatına vardım.Beklediğim insanın boş bir duvardan farksız olup gözlerimi kapadığını düşündüm.Ve benim ben olduğuma inandım.Kendimce böyle cevaplar vermeyi seçtim.Ve içine düştüğüm karanlığın içinden yine kendim çıktım.Kendi ellerimden tuttum.Umudum yok olmaya yakındı belki ama yine yeniden oluşuyordu kalbimde.Hala ruhsuz ruhsuz dolaşsam da gözlerim yeniden açıldı,zihnim bambaşka bir boyuta geçti adeta.

Peki ölüm yok oluş muydu?Aslında bunun cevabını verebileceğimi sanmıyorum.Burada size on binlerce kelimeyle bir şeyler saçmalayabilirim ama bunu sonraya saklayıp asıl söze geliyorum.Cem Adrian’ın sözlerine yeniden dönersek.Şöyle bir nakaratı yazayım önce.

Yarın çok geç bu gece ölmeliyim

Sağır bir kurşun gibi ağır ağır düşmeliyim

O kırık kalbine son kez dokunup ellerine

Kayan bir yıldız gibi gökyüzünde sönmeliyim

Sanki burda ölmek için can atan birilerini duyuyor gibiyiz.Bir an önce acısını dindirip yeniden başlamak için.Ama yok olmadan önce her şeyin sindire sindire olmasını diliyor.Ağır ağır düşmeliyim son kez dokunmalıyım…Hani ölmeden önce her şeyi tek tek hissetmeliyim.Sonra da sana ithaf ettiğim,seni hayal ettiğim yıldızlar gibi ben de sönüp,yitip gitmeliyim.Tüm her şey gibi zamanla bitirmeliyim.Azalta azalta,acıta acıta,kanata kanata unutmalıyım.Bir başka şarkısında ise şöyle der unutursun…

Unutuyorsun geçmişi ve bunu yaparken kaç yaşında olursan ol ruhun çürüyor,yüzün soluyor.Kendini heba edip derbeder olmaya yelteniyorsun.Ortada sersem sersem dolaşırken tek seni annen farkediyor.En azından bu şarkının sonunda Cem Adrian’ın beni affet anne demesinden bunu çıkardım.

Şimdilerde ise yaşaya yaşaya Cem Adrian şarkılarını yeniden yorumlayıp yeniden üzüyorum kendimi.Her şeyin acımasız bir sonucu değil de acılı bir yeniden doğuşu olduğunu öğreniyorum.Ve ilk defa geçmişte yaptığım,yazdığım(bu sayfaya vs) hataları silmiyor üzerine yenilerini eklemeyi diliyorum.Galiba olgunlaşıyorum.Yeniden başlıyorum…

Ne düşünüyorsun ?

16 puan
Artı oy Eksi oy

Savaş Tanrısı – Bir Nicolas Cage Filmi

Duruyorum