Dehşetin ayak sesleri duyuluyor. Az zaman sonra kapımızı çalacak. Acı çoğalacak. Biz hiçbir şey yapmıyoruz. Biz sadece üzülüyoruz. Biz sadece kör kalıyoruz. Acının, nefretin çağına usul usul emekliyoruz. Sevmekten yoksun kalıyoruz. Sevgi denen o duygunun köklerini sulamayı unutuyoruz. Dallarımız yavaş yavaş kuruyor. Gülümsemeyi unutuyoruz yavaştan. Saygıya koca bir tokat atıyoruz. Şiddeti doğuruyoruz. Onu besliyoruz, onu büyütüyoruz. Onu bağrımıza basıyoruz. Şiddet ortalıkta güle oynaya koşuyor. Telafisi olmayan kayıplar veriyoruz. Üzülüyoruz. ALIŞIYORUZ. Biz sadece ağlıyoruz. Biz sadece susuyoruz. Sormuyoruz; ” NEDEN? ” , Sormuyoruz; ” NE HAKLA? ” .
Size bir haber vermeliyim. Biraz üzülürsünüz sonra geçer ama. Alışıyoruz, ondan. Dünya.. Dünyamız kanser. Şiddet kanseri. Yavaş yavaş büyüyor, yayılıyor her toprağına Dünya’nın. Çok acı çekiyor Dünya. Biraz yorgun tabi. Ama umut her zaman vardır. Vardır değil mi ? Olsun. Umut her zaman olsun. Tutalım elinden Dünya’nın. Atlatacaksın diyelim. Geçecek, İYİleşecek her hücren diyelim. Diyelim de.. Kimse konuşmuyor ki. Sanırım susmak daha kolay. Acı çekmek mutlu olmaktan daha kolay. Ağlamak gülümsemekten daha kolay. Nefret etmek sevmekten daha kolay. İtmek tutmaktan daha kolay. Susmak.. Bağırmaktan daha kolay. En üzücüsü de günümüz hasta Dünya’sında öldürmek yaşatmaktan daha kolay.