Ben de okul için uzaklarda yaşayanlardanım. Hem de çok uzun zamandır. Tabi ki ben de özlüyorum. Düşünüyorum acaba hiç mi gitmeseydim diye. Hayatım nasıl olurdu? Sürekli köpeklerimin yanında olmak. Her sabah bir tanesi üstüme atlayıp yüzümü yalayarak uyandırsa. Kahvaltımı yaparken gözümün içine bakıp bir parçasını değil hepsini istese. Kuyruğunu sallaya sallaya gelip ona top atmamı istese. Bunları sadece yılda bir kaç gün yaşayabiliyorum ne yazık ki. Bütün yıl bunun düşüncesi ve hayali ile geçiyor bir şekilde. Yine bir tatilde evin önünde kapıyı açmadan önce kalbim çok hızlı atıyordu. Kapının arkasından havlamalar ,sıçramalar ve salya sesleri geliyordu. Onlar da benim kadar heyecanlı. Anahtarla yavaşça kapıyı açarken o küçük aralıktan sırayla 6 tane burun geçti. İkisi kahverengi dördü siyah. Yavaşça açıyorum ki birden üstüme atlamasınlar. Zaten çantam ağır taşıyamam kendimi. Ve o aralıktan bir tanesi sıyrılmayı başarınca diğerleri de birden atlamaya başladı. Önlemim işe yaramadı ama zar zor durabildim ayakta. Sırayla üstüme atlayıp ,havlayıp kuyruklarını sallarken bedenleri de savruluyordu. Onlar da kontrolü kaybetmişti. İşte o an en güzel andı. Bütün yıl beklediğim, hayal ettiğim. Daha ne isteyebilirim ki.
in Anı Yazıları
En Güzel Karşılanma
Bir Yorum
Yorum yazBir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Eline sağlık, harika bir yazı olmuş Demi!