Sarılmış küskün besteme şahikada yüzün
Ne zamandır barışalım istiyorum
Demirden bir köstek takılıyor bileğime
Çehrem ay’sızlıktan doğuyor tersine ismimin
Alim dolu tüm çevrem
Geçer diye bilmişlik taslıyor
Söylesenize kaç kere sordunuz yaşamaya
Nice geçeceğini?
Tozlanmış yerim yurdum
Göz perdeme bir heykel dikiliyor
Sinenden kurtulamıyorum
Kabus üstüne kabus
Kırığımdan özlüyorum onu
Kimsesizliğime ses etmiyorum
Kelimeler üzerine anlam biçiyor
Seyrimin zalimliğinde not ediyorum
Yoğuruyorum bu kapkara lisanı
Pekişsin benimle örtüşsün diye
Gereğimden vuruyorsun beni çığlık çığlığa
Artık elzem değil acı verişlerin
İyileşmeye boyut atlıyorum
İtirafsızlık çekiyorum kapımın eşiğinde
Aslında söylüyorum
Seni çok özlüyorum
Yılıma heba
Yanlışın soyut olduğunu mukavva kağıtlara yazıyorum
Kanun bu ya sevemezsin beni
Zor olan bu değil
Kolaya kaçıyor sevişlerin
Hummalı bakışını seriyorsun ayaklar altına
Fikir kaygısında kayboluyorum
Aşkın en edilgen halini yaşatıyorsun
Uğrunda hiçbir şey yapamıyorum,
Boşa hacamak dışında zamanı
Hayal ötesi bu kırık düşüş
Elim kolum kördüğüm
Denize bakıyor birkaç söz fısıldıyorum
Bir akıntıyla sana getirse bin kasırgayla senden götürür
En kötüsü bu işte
Kavgaya alışıyorum
Solda bir kaburgama
Sancı saplanıyor
Acımasızca
Acı somut yanlış soyut
Lütfediyorum
Seni hala , seviyorum.