Huzurlu mutsuzlukla uyandım bu sabah
Kıymeti bilinmeyen sevgiler yanımda yine
Tanrıların yanına giderim diye düşündüm
Özlemişlerdir beni
Ne giymeli acaba?
Giderken ne götürmeli yanımda?
Neandertaller de yanlarında mıdır?
Konuşurduk belki biraz.
Neyse başka zaman giderim.
Mezarlığa gitmeye karar verdim sonra
Bir iki saat dolaştım
Dua ettim -ki bir tek mezarlıkta dua ederim ben-
Alışkanlık olsa gerek.
Oturdum bir mezarın başına
Sigara yaktım, anlat dedim
Cevap gelmedi.
Anlayışla karşıladım bu suskunluğu
Ben öldükten sonra yakılmak isterim
Önce organlarımı bağışlarım tabi
Dalak, böbrek, ciğer; kime ne lazımsa
Küllerimi ister saklasınlar ister savursunlar
Beni ilgilendirmez, ölmüşüm artık.
Sis dağıldı, soğuk da gösteriyor kendini
Sahile gidiyorum, oturuyorum banka
Bir parça simit karşılığında martının fotoğrafını çekiyorum
Laflıyoruz martıyla biraz
Takılmış bir vapurun peşine öyle gelmiş
Yoksa bilmezmiş buraları
Simit bitince martı gitti
Herkes ekmeğinin peşinde, anlıyorum.
Sokakta boş bir masa bulup oturuyorum
Az şekerli kahve söylüyorum kendime
Elektrik gitarlı şarkılar dinliyorum biraz
Karşımda duran boş sandalyeye bakıyorum sonra
Sıfıra soldan yaklaşan limit gibiyim bugünlerde.