in ,

Mori’ye Derin Bir Özlem

Öğretmenim Mori’yle Salı Buluşmaları, ölüm döşeğindeki yaşlı bir profesörle, eski bir öğrencisi arasında geçendiyaloğun kitabıdır. Ölümle yüzleşmenin ve elindeki son imkanlarla dünyaya, insanlığa iz bırakmanın çabasını anlatır.

Mori, felsefeye göz kırpıp temelinde, hayatı ve hayati olguları irdeleyen bir bilgedir. Aynı zamanda da öğrencisini iyiye, hep daha iyiye ulaştırmak için çabalayan gerçek bir öğretmen…

Kitabın sayfalarında gezinirken, diyalogdan kopulmaması, gerçekte herkesin böyle bir öğretmene ihtiyacından mı ileri geliyor bilmiyorum. Bildiğim tek şey şu ki, kitabı okuyup bitirdikten sonra samimi bir hisle Mori’yi özleyeceğiniz gerçeği…

Gerçek bir hikayenin neticesinde bize ulaştırılan bu kitap, ihmali vefasızlık kılacak nitelikte kıymetli cümlelerle dolu… İşte, Öğretmenim Mori’yle Salı Buluşmaları’nı okurken dimağımda iz bırakan, kırmızı kalemle altını çizdiğim satırlar:

Mori, ölümün gölgesinde yaşamaya dair felsefe parçacıkları karalıyordu, “Yapabileceklerini de yapamayacaklarını da kabullen”, “Geçmişi olduğu reddetmeden ve ondan kurtulmaya çalışmadan kabullen”, “Kendini ve başkalarını affetmeyi öğren”, “Bir şeylere girişmek için çok geç olduğunu varsayma…”

-Toplumumuz insanların kendileriyle mutlu ve barışık yaşamalarına zemin hazırlayan, bu şekilde yaşamalarını öğütleyen bir kültüre sahip değil. Bireyin, “Bu kültür bana uymuyorsa ben de ona uymam,” diyebilecek kadar güçlü olması gerekiyor.

-Bazen gördüğünüz değil, hissettiğiniz şeye inanmalısınız. Ve eğer başkalarının size güvenmesini istiyorsanız, sizin de onlara güvenebileceğiniz duygusuna sahip olmalısınız; karanlıkta olsa dahi, düşerken bile…

-Bazı sabahlar ağlıyorum, ağlıyor ve kendim için yas tutuyorum. Bazı sabahlar çok kızgın ve acı dolu oluyorum. Fakat bu çok uzun olmuyor. Hemen kalkıp, “Yaşamak istiyorum,” diyorum.

-“Zıtların gerilimi, lastik bir bandı çekmek gibidir. Ve çoğumuz bunun ortasında bir yerde yaşarız.” Bir güreş müsabakası gibi, diyorum. “Güreş müsabakası mı?” diye gülüyor.

“Evet, yaşamı o şekilde tanımlayabilirsin.”

“Peki hangi taraf kazanır?” diye soruyorum. Bana gülümsüyor. Gözlerinin çevresi kırışık, dişleri çarpık…

“Sevgi kazanır, sevgi hep kazanır.”

Ve Mori, hepimizin aralıklarla kendimize yöneltmemiz gereken soruları derlemiş;

-“Yüreğini paylaşabileceğin birini buldun mu? İçinde yaşadığın topluma katkıda bulunuyor musun? Kendinle barışık mısın? Olabileceğin kadar insan olmaya çalışıyor musun?”

Ne düşünüyorsun ?

0 puan
Artı oy Eksi oy

Bir cevap yazın

Düşünmek bide sevmek üzerine.

Vahşi Yaşam Savaşçıları