in ,

Senin İçin

Şimdi oturmuş beyazlara boyadığım odamda, geçen dakikaları,ayları düşünüyorum. Hemen kendim için bir şeyler yapmazsam penceremden içeri kara bulutlar girecek diye korkuyorum. Ki ben güzel bir şarkı açtığımda, sıcak bir şeyler yudumladığımda veya kitaplığımı düzenlediğimde, annemin yan odada sesini duyduğumda, renkli bir oje sürdüğümde bazen de yeni bir parfüm kokusunda, güzel bir saksı alıp çiçeklerimi suladığımda hep mutlu hissederim.

Sonra, bitiyor. Tüm yapması eğlenceli hale getirdiğim şeyleri zamana bırakıyorum ya da o gelip alıyor tek tek. O zaman yine iyi bir şarkı geliyor yanıma, beni pek de mutlu hissettirmeyen. ‘Şimdi ne yapmalıyım?’ düşüncesi katılıyor aramıza şarkılar sıralanırken. Şimdi ne olacak, yarınlarım değişmeyecek mi?

Ne olacak?

Yatağımın yönünü değiştireceğim yarın, bu bile beni heyecanlandıracak, yüzümü güldürecek. Sonra yine aynı gökyüzüne aynı penceremden bakmaya devam edeceğim. Farklı sokaklardan bazen yalnız bazen aynı insanlarla yürüyüp geçeceğim. Yüzlerce belki aynı marketten alışveriş yapacağım. Farklı vapurlara bineceğim aynı yerlere gitmek için defalarca.

Sonra peki?

Yanımdan gelip geçen binlerce insan arasında mı olacaksın? Ya da hiç bilmediğim bir caddede, hep gitmeyi istediğim o şehirde veya brownileriyle meşhur olan o kafenin önünde mi olacaksın? Sadece yarın yapacağım planda olamaz mısın? Kitabımı alıp gideceğim o kahve kokan kafede beni bekleyemez misin? Yoksa ben yarın olduğunda tek gitmek istemeyip, sevgili dostlarımı da aramayıp gökyüzünü gören yatağımda kahvemi yalnız içiyor olacağım.

Peki, bir diğer yarın, kalabalıkta karşılaşır mıyız?

Peki, bunu beklemeli miyiz?

Tesadüflerin oyuncağı olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? 

Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?   

Sabahattin Ali

Ne düşünüyorsun ?

12 puan
Artı oy Eksi oy

2 Yorumlar

Yorum yaz

Bir cevap yazın

Smyrna’nın gözleri

Mıguel